Malum, üniversitelerin dönem sonları yaklaşırken, mezuniyetle birlikte "Şimdi ne yapacağız?" sorusu da gençler arasında gündeme oturmaya başladı. Bu karmaşanın içinde, üniversiteye yeni başlayacaklara daha yerinde ve samimi öneriler sunmak gerekiyor. Her şeyden önce, üniversiteye kendinizi geliştirmek amacıyla başlamalısınız. Aksi halde, mevcut ülke şartlarında üniversite eğitimi dört yıllık bir zaman kaybına dönüşebilir.
Sözel alanlara yönelmek isteyen arkadaşlara özellikle seslenmek isterim: Eğer aklınızda felsefe ya da dil ve edebiyat gibi bölümler varsa, bu alanlara "para kazanırım" düşüncesiyle yönelmeyin. Bu bölümler, doğrudan meslek edindirmeye yönelik değil; daha çok birer burjuva kültürü alanıdır. Filoloji gibi bölümler size doğrudan ekonomik kazanç sağlamaz; bunun yerine, kişisel gelişiminize katkıda bulunur, düşünsel bir zenginlik sunar. Sonuçta kimse bir bölüm okuyarak doğrudan "kitap" olmaz; ama insan, düşünerek, sorgulayarak dönüşür.
Yine de bu alanlar çalışılmaya değer. Çünkü asıl amaç, aydın bireyler yetiştirmektir. Elbette, okumak tek başına aydın olmak anlamına gelmez. Ancak yine de, karanlığın ortasında aydınlığın en ince ışık süzmesine yönelmek, o ışığın peşinden gitmek büyük bir haz. Belki de bir gün bu yolculuktan, ülkeyi ileriye taşıyacak bir kanaat önderi doğacaktır. Kim bilir?